Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hayatımdan Kırıntılar

Üç yıllık aradan sonra eve dönünce, zaten içimde olan eski şeyleri karıştırma merakı iyice depreşti; Bir de buna neyim var neyim yok her şeyi yüklediğim taşınabilir harici belleğimin çökmesi ve geçmişsiz kalışım eklenince kıyı bucak ne varsa ortaya döktüm. Eskiden ne güzel her şeyi saklıyormuşuz, öyle kayıt aletlerinde değil, bildiğimiz eski kutularda, çoğunlukla da dayanıklı ayakkabı kutularında. Kutuları açtıkça ortaya neler döküldü neler; çoğunluğu elbette eski fotoğraflar oluşturuyordu. Sonra tiyatro biletleri, zaman zaman umut bağlanılan milli piyango biletleri, tebrik kartları, acı, tatlı anları bir yük gibi omuzunda taşıyan mektuplar. O kutuların olmazsa olmazları eski madeni ve kâğıt paralar, eskilerin vazgeçilmezi mektup pulları, neler ve dahi neler. Neyse ki tarayıp yükledikten sonra asıllarını atmamışım. Tabii ki belli bir yıla kadar. Ne zaman ki dijital bir fotoğraf makinem olmuş ve CD icat edilmiş; İşte o fotoğraflar gitti gider. Elbette o bölük börçük yazılan ya

İthaka

Resim
        Eminim ki herkesin farklı kitap okuma alışkanlıkları vardır. Kimi bir kitap alır, kitap aylarca taşınmaktan perişan olur, fakat bir türlü bitiremez. Kimisi kitabı alır almaz, okumaya başlar ve bitene kadar dünyayı unutur; Kitap bitmeden rahat etmez. Hele bazıları kitabı bitirdikten sonra bile rahat edemez; Mutlaka birilerine anlatacaktır.          Benim alışkanlığım biraz daha farklı: Bazen günlerce, haftalarca elime yeni bir kitap alıp, bunu okuyayım diyemiyorum. Elbette daha önce okuduğum kitapları karıştırıyorum, onlarla oyalanıyorum.          Sonra bir gün bir okuyasım geliyor. Her gün veya iki günde bir kitap bitirmeden duramıyorum. Her gün ortalama 150-200 sayfa okuyorum.                    İşte bu günlerde yine okuma günlerindeyim. Bu arada Zülfü Livaneli'nin "Elia ile Yolculuk" kitabını okudum. Rahat okunan bir kitap. Eminim siz de bir solukta okuyup bitireceksiniz.         İçinde çok güzel anılar ve SSCB'nin son yıllarıy

Izmir'e Elveda

Resim
2014 yılı Ağustos ayında eşimin tayini nedeni ile geldiğimiz İzmir’e yine sıcak bir Ağustos ayında veda ettik. Tayinlere alışık sayılırım; çoğu arkadaşım kadar tayin görmesem de, bir sivil arkadaşın hayatında görmeyeceği tayinleri de yaşadım. Bu yüzden İzmir’e taşınmak bizim için çok da zor olmamıştı. Eşimle bavullarımızı almış ve ilk etapta İzmir sosyal politikalar bakanlığı Narlıdere Huzur evi misafirhanesine yerleşmiş, daha sonra Karşıyaka’da bulunan lojmana yerleşmiştik. İstanbul’daki evimizi hiç bozmadık, neredeyse hiç eşya taşımadık. Çetmen ve spotçular sağ olsun; sayelerinde güzel bir ev yaptık ve burada üç yıl yaşadık. Başlangıçtan itibaren gerek asker arkadaşlarım, gerekse İzmir’de edindiğimiz dostlarımız bize her konuda yardımcı oldular. Bunların içinde dokuz yıl beraber okuduğumuz ve aynı mesleği icra ettiğimiz dost ve arkadaşım ve Kardeşim Haluk KÖNTEK ’e özellikle teşekkür ederim. Gerek İzmir’deki ilk günlerimde, gerekse en sıkıntılı günlerimizde bana dest