Kendi Canlarıyla Düello Edenler Birçok yazar var Rusça orijinalini okuyabilmeyi dilediğim. Ama en çok Puşkin. Onun için “Rus ruhu, Rus dili, Rus kişiliği” demişti Gogol Romanlarımı neden İngilizce yazdığımı soranlara, bazen şöyle cevap veresim geliyor: “Rusça yazamadığım için...” Ne çok isterdim Türkçe’nin yanı sıra Rusça hayal kurabilmeyi, hikâye yazabilmeyi. Ama galiba esas bu dilde şiir ve roman okuyabilmeyi. Şu hayatta duyar duymaz akışına kapıldığım, kelimelerinin içeriğini bilmeden ritmini, enerjisini, müziğini sevdiğim dillerin başında gelir Rusça. Siz hiç aldattığı karısından af dilemeye çalışan yarı sarhoş, çokça pişman bir Rus’tan Puşkin dinlediniz mi? Ben böyle bir sahneye denk geldim. Kadın masanın bir ucunda, hiç oralı olmadan sigarasını içiyor; adam masanın öteki ucunda, muazzam bir hafızayla, dizeler, sayfalar boyu şiir döktürüyor. Aralarında tabaklar, bardaklar, el değmeden öylece soğuyan yemekler... Merak ederim hep ne oldu o akşamın sonunda. Kadın aff