Yol Ayrımındaki Martı



Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin
Can Yücel

Martı denilince aklıma epeyce bir martı tanıdığım gelir. Martı arkadaşlarımın en eskisi martı Jonathan Livingston. Sonra bir göl kıyısında Sorin çiftliğinde yaşayan, dostum Çehov’un bana tanıştırdığı Rus martı arkadaşlarım. Çokça da kendilerinin martı olduğunu bilmeyen martı dostlarım ki, en sonuncusu ile bugün “Yol Ayrımı” filminde tanıştım, Mazhar Kozanlı. Her gün o kadar çok martı hikâyesi ortaya çıkıyor ki, bugünlerde insanlarla tanışacak olan “Martıların efendisi” ile henüz karşılaşmadım.


Her sabah ve akşam evimin terasından gün batımında ve gün doğumunda ufuktaki kızıllığa doğru uçan martıları görüyorum. Bir İstanbullu olarak biliyorum ki, martıların hepsi bunlar değil. İstanbul çöplüklerini ya da vapur kovalamayı bırakamayan martılar yok bunların içinde.

Geçtiğimiz Cuma akşamı, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesinde oturan, Çehovlardan martı dostlarımı ziyaret ettim. Yıllarca  öncesinden tanışıyoruz, hatta Moskova’da Tretyakovskaya caddesinin yanı başındaki evlerini de ziyaret etmişliğimiz vardır; Ancak yüz yüze tanışmak bu güne nasipmiş. Sorin çiftliğinde yaşayan dostlarımı iki gruba ayırmak mümkün: Birinci gruptakiler yaşadıkları yere görünmez bir bağla bağlanan ve artık oradan başka yerde yaşayamayacağını düşünenler, ikinci gruptakiler ise bu zinciri kırmak isteyenler, yapılamaz denileni yapmak, olunamaz denileni olmak için savaşanlar. Maalesef Çehov her iki gruba da gün yüzü göstermez. Ne kalanlar mesut olur, ne de gidenler.

Martı denilince, elbette birçok kişinin yakın dostu olan Martı Jonathan Livingston’u hatırlamamak olmaz. Hem yapılamazı yapmış, hem de olunamazı olmuştur. Zincirlerini kırmak isteyenlerin bu camiadaki kahramanıdır. Richard Bach’ın martısı şanslı bir martıdır. Çokça da anlatmak istemiyorum. Bu kahramanı her yönüyle anlatan birçok yazı bulup okuyabilirsiniz.



Son tanıştığım martı, belki kendisi de bir martı olduğunu bilmiyordu. Bir tekstil firmasının sahibi milyarder martı, Mazhar Kozanlı. Her martı fakir ve zor yaşam şartlarında sıkışıp kalacak değil ya; bu da paraya boğulmuş ve paralarla zincirlenmiş bir martı. O da bir gün, bir kaza sonrası zincirlerini fark ediyor. Martı dostlarımın arasına katılmasına sevindim.



Siz de etrafınıza bakın birçok martı göreceksiniz. Ama en iyisi, martıları tanımaya anlattığım martılarla başlayın. Belki de çevresine sıkışıp kalmış bir martısınız. Belki de yol ayrımına geldiniz ve bir karar vermeniz gerekiyor. Kendinize bir martı haftası yapın.

Martı (Kitap) - Richard Bach
Martı (Oyun) – Çehov
Yol ayrımı (Film) – Yavuz Turgul
Martıların efendisi (Film) – Mehmet Ada Öztekin (Henüz gösterime girmedi)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu Sefer Lviv Dedik

Malzeme Kontrol Çizelgesi

Medea Heykeli