İzden Ayrılmak
Hayatta
başarılı olmuş birisine soruyorlar, “bu başarıyı nasıl elde ettiniz?”, diye. “Hayatta
ne olacağıma karar verirken, karşıma iki yol çıktı, ben az çiğnenmiş olanını
tercih ettim” diyor. Meşhur olmak, para kazanmak, fark edilmek, farklı olmak,
egonuzu tatmin etmek istiyorsanız bu yöntem doğru olabilir.
Maalesef, dağcılıkta
bu pek geçerli değil, sağlıklı ve mutlu bir şekilde evinize dönmek ve
hayatınıza kaldığınız yerden devam etmek istiyorsanız. Gerek tek çıkışlarda,
gerekse ekip çıkışlarında zaman içinde bedeller ödeyerek oluşmuş bazı kurallara
uymak gerekiyor.
Tek başınıza
yapacağınız bir çıkışta, dağa çıkmadan önce yapılması gereken birçok işin
arasında, öncelikle çıkılacak rotayı incelemek, bu rotadan yapılan çıkışlarla
ilgili güncel birkaç raporu okumak, bölgenin büyük ölçekli bir haritasını
edinmek ve kullanmasını bildiğiniz bir pusula edinmek olmalıdır. Bu makalede
yazmak istediğim konu tek çıkışlardan daha çok ekip halinde çıkışlardır.
“Dağcılık
Zirvelerin Özgürlüğü” kitabında ekip halinde yürümenin temel bazı kurallarını
çok güzel ifade etmiş, ancak okuma alışkanlığımız olmadığı, daha çok sohbet
muhabbetle bilgileri birbirimize aktardığımız için bu görev bu kitap ve
yazıları okuyanlara düşüyor.
Ben kendi
tırmanış tekniğimle ilgili yazıyorum. Bir başka arkadaşım kendisine daha uygun
olanı yapabilir. Buradaki çıkış noktası “Kimsenin kimseyi rahatsız etmemesi,
bir başkasının tırmanma arzusunu azaltmamasıdır.
“Arkadaşınızı
ense kökünden izlemeyin” kuralı bana göre değil. Tırmanış esnasında arkadaşımı
ense kökünden izlemem, ancak iki adımdan fazla da uzaklaşmam. Bunun bana birkaç
faydası var.
¾
Önümdeki arkadaşımın temposu düzgün ve basacağı
yere seçmede dikkati iyi ise bu bana büyük bir kolaylık sağlar. Benim bu
şekilde davranmam da arkamdaki arkadaşımı rahatlatır. Adım atarken belirli bir
tempoda adım atarım, bu durum arkadaki arkadaşıma büyük sürprizler çıkarmaz.
¾
Önümdeki arkadaşın bir anda durması, sonra
hızlanması, ilgisiz bir durumda yandaki bir kayaya sıçraması, tekrar yerine
dönmesi benim dikkatimi dağıtır, ritmimi bozar. Önümde böyle bir arkadaş
istemem.
¾
Sisli, tipili ve karanlık havalarda yakın takip
bir zorunluluktur; iple birbirine bağlanma gibi ilave tedbirler bile
gerekebilir.
¾
Gevşek kayaların olduğu yerlerde düşen, yerinden
oynatılan kayalar, eğer birisine çarpacaksa, kaçamamışsak, kaya ivme kazanmadan
çarparak durmalı. Bunun için de ekibin dip dibe gitmesi gerekebilir. Bu durumlarda
bu kurala uymayan birçok arkadaşımız büyük ya da küçük yaralanmalar
geçirmiştir. Kayayı düşüren arkadaşın utanmadan, saklanmadan “Taş Geliyor” diye
bağırması önemlidir. Ancak ekipten ayrı kalıp, ekibin üzerine taş düşürüp “Taş
Geliyor” demenin de pratikte pek bir faydası yoktur.
¾
Oynak kar kütlelerinin olduğu yerlerde yeni iz
açmak, hele bu izi kayarak derinleştirmek, ölümcül kar kaymalarına, çığa neden
olabilir (Bu benim de Elbrus’da yaptığım bir hata idi, Kerem Ün’ün kulakları
çınlasın)
Sonuç olarak;
ekiple yapılan çıkışlarda sürüden ayrılmamanın birçok faydası var. Sizi kaybolmaktan
korur, temponuzu ayarlamanızda fayda sağlar, taş düşmelerinden korur, adımınızı
bildiğiniz güvenli bir yere basmanızı sağlar. En güzeli bağırıp çağırmadan
arkadaşınızla ufak ufak sohbet etmenizi sağlar.
Kendinizle
Barışık olun; Kimse sizi üzmesin; Siz kimseyi üzmeyin.
Mustafa Sözlü
©
Yorumlar
Yorum Gönder