Koşuyu Yarıda Bırakmak
Kara Harp Okuluna giren her Harbiyeli, hatta askeri liseye başlayan her askeri lise öğrencisi, çok az istisna dışında, kurmay subay olmak veya meslek hayatında otuz bir hizmet yılını tamamladıktan, kıdemli albaylıktan sonra emekli olmak ister. İkinci durumu tercih edenler bunu açıkça ifade etmezler, ancak zaman ilerledikçe aslında bunu beklediklerini fark ederler.
Teğmen
çıktıktan sonraki bir iki yıl içinde kararımı verdim. İkinci yolu tercih ettim.
Birçok arkadaşımla beraber koşmaya başladık. Farklı şehirlerde başlangıç
noktaları olan, aynı anda başlayan, bitiş noktasını henüz tahayyül edemediğimiz
bir koşuydu. Birçoğumuz için bu bir yarış değildi, birbirimizle sohbet ederek
koştuğumuz hafta sonu koşuları gibiydi. Elbette düdük çalar çalmaz bir anda
yarışmaya başlayan arkadaşlarım da vardı. Daha ilk metrelerde bir yarışa
ihtiyacım olmadığını hissetmiştim; Şimdi dönüp geriye baktığımda hiçbir zaman
bir yarış içinde olmadığımı ve ilk kararıma uygun yaşadığımı gördüm. Bu durum
olaylara her zaman daha ılımlı bakmamı sağladı sanırım.
Hepimiz
mutlaka sivil ya da askeri okullarda koşudan sınava girmişizdir. Düdük çalar ve
herkes ileri atılır, Bir müddet sonra kopmalar ve gruplaşmalar başlar ve
genelde koşunun sonuna kadar da bu gruplar dağılmazlar, birbirlerine destek
olurlar. Zaman zaman grup içinden veya çoğunlukla hiçbir gruba dâhil olamayan
birisi yavaşlar ve koşuyu bırakır. Koşuyu bırakan içinde bir eksiklik hisseder,
koşuya devam edenler ise bir acıma duygusu ile geride kalana bakarlar. Çünkü
hedefe varılamamıştır. Çünkü ortada bir hedef vardır. Çünkü hedef somuttur ve
herkes görmektedir.
Yirmi iki
yılın ardından askerlik hayatıma son verdiğimde diğerlerinin ne düşündüğünü
bilemiyorum. Ancak itiraf etmek gerekir ki, herkes koşmaya devam ederken,
yarışı bırakan yarışçının hissettiği eksikliği hissetmedim dersem yalan
olacaktır. Kendimden daha çok, yarışa devam edenlere karşı bir vefasızlık,
yarışa beraber başladığım arkadaşlarımı yalnız bırakmak gibi duygular yaşadım.
Kendimle hiçbir zaman çatışmadım, Çünkü ortada bir hedef kalmamıştı. Yokuş
aşağı, boşa alınmış bir araç gibi zaten varılacak olan noktaya koşuyordum.
Bunun için bir çabaya ihtiyaç yoktu.
Şimdi çok daha
rahat düşünebiliyorum. Neden bu kadar rahat karar verebildiğimi şimdi daha iyi
anlıyorum. Koşuyu yarıda bırakmamıştım. Koşu zaten burada bitiyordu. Son iki
tura girdiğimi iki yıl öncesinden biliyordum. Ben "BİTİŞ" tabelasını
görmüştüm.
Yorumlar
Yorum Gönder