Veda Yazısı
1977 yılında
ışıklar askeri lisesinde, askeri lise öğrencisi olarak başladığım askerlik
hayatımı 2008 yılı 30 ağustosunda, 31 yıl sonra, ruhen olmamakla birlikte
şeklen bitiriyorum.
1986 yılının
Eylül ayında, Tekirdağ'ın Saray ilçesinde, M42 Hava savunma topunu erbaş ve
erlerime öğreterek kıt'a hayatına başlamıştım; 2008 yılında aynı silahı
teğmenlerime, astsubay çavuşlarıma ve asteğmen adaylarıma öğreterek bitirdim.
Son iki yılda yaklaşık 1500 saat derse girdim. Büyük bir hazla gerek
tecrübelerimi, gerekse derslerimi anlattım ve bundan çok büyük bir tat aldım.
Yıllar önce bir kitap okumuştum; ismi "Ağaçlar Ayakta Ölür"dü. Ben de
mesleğe başlarken nasıl ayakta isem, yine eğitim alanında, ayakta bitirdim.
Bu kadar
zevkle görev yaptığım mesleğimi neden bıraktığımı anlatmak istiyorum. Nedenleri
belki de maddi ve manevi olarak ifade etmek mümkün olacaktır. Açık yüreklilikle
söyleyebilirim ki emeklilik kararı almam da maddi nedenlerin hiçbir etkisi
olmamıştır. Emeklilik kararı verdiğimde, Okulun Konya'ya taşınması ve iki
yılını tamamlayan albaylara kadrosuzluk tazminatının verilmesi gibi nedenler
zaten ortada yoktu. Daha sonra ortaya çıkan bu nedenler aldığım kararın
gerçekleşmesine katkıda bulundu.
Başka bir iş
yapmak maksadı ile mesleğinden ayrılan arkadaşlarıma saygı duyarım; ancak
"emekli olacağım" dediğimde, "Bir iş buldun mu ?" denmesini
anlamıyorum. Elbette bu yaşta evde oturmak gibi bir düşüncem yok; Ancak daha
çok para kazanabileceğim bir işi, mesleğime tercih ederek ayrılmıyorum. Emekli
olmaya karar verdiğimde, dışarıda farklı bir iş yapmak, daha çok para kazanmak
gibi bir planım yoktu; hala çok para kazanmak gibi bir düşüncem yok.
İnsanın
mesleğinden ayrılmasını, hele ki askerlik mesleğinden ayrılmasını, eşinden
ayrılmasına benzetiyorum. Kişinin eşinden ayrılma gerekçelerinden sadece bir
tanesi başka bir kadındır. Başka bir kadınla eşinden daha fazla mutlu olacağına
inanmıştır. Artık hayatında bir önceki kadına yer yoktur. Ancak insanların
ayrılmak için başka gerekçeleri de olabilir. Ev artık eski heyecanını
kaybetmiştir. Evin içinde her şey yeknesak, tek düze hale gelmiştir. Eşinizle
ortak idealleriniz kalmamıştır. Eşinize hala saygı duyarsınız, saygı duymanın
ötesinde belki hala seversiniz; Ancak evliliğin başlangıcında var olan bir
şeylerin artık olmadığını hissedersiniz.
Bana
toplumdaki saygın yerimi kazandıran Mesleğime hala saygı duyuyorum, ilk
günlerdeki delice, gözü kara bir aşkla olmasa da hala onu seviyorum. Ancak,
meslek hayatımın son rütbesinde, silahlı kuvvetlerde artık faydalı olacağıma
olan inancımı kaybettim. Şu anda görev yaptığım, sınıf okulu kurul başkanlığı,
onurlu bir görev ve birçok arkadaşım benden daha faydalı olacaktır.
Kara Harp
Okulu ve Topçu ve füze okulundan mezun olduğum günden sonra, yaklaşık 15 yıl
kıtalarda eğitici görevi yaparak, beni sekiz yıl okutan devletime olan borcumu;
Üç yıl iç güvenlik taburunda görev yaparak, Bölünmez bütünlüğüne ve tekli
yapısına yürekten inandığım Türk Milletine olan borcumu; Dört yıl sınıf
okulunda görev yaparak sınıfıma olan borcumu, Üç yıl lojman üst yönetim
kurulunda görev yaparak içerisinde bulunduğum topluma olan borcumu ödediğime
inanıyorum. Bu konuda bir tek yere, mesleğin her türlü yükünü birlikte
omuzladığım eşime ve kaprislerime katlanan kızıma borcumu kapatmam mümkün
değil.
Meslek
hayatımı hiç kimseye kırılmadan, gücenmeden tamamladığım için mutluyum.
Bütün Komutan
ve Arkadaşlarıma meslek ve aile hayatlarında başarılar ve mutluluklar dilerim.
Kapımız bütün
komutan ve arkadaşlarımıza açıktır.
SEVGİYLE KALIN!
Yorumlar
Yorum Gönder