Sığacık (Teos)
"Yeryüzünde
her şey geçicidir, onun için de insanoğlu yalnız en güzele karşı ilgi
duymalıdır" görüşünü benimseyen anakreontizm şiir tarzına adını veren, MÖ.
VI. yüzyılda yaşamış İyonya'nın ünlü lirik şairi Anakreon'un doğduğu yer Teos
antik kenti... Yaz sıcağında antik kentin sütunlarının arasında ilerlerken
kenti kuran Athames'in babası Dionysos adına yapılan dünyanın en büyük
tapınağından günümüze kalan sütun ve kaide parçalarının arasından tek şey
düşünüyorsunuz "Tarih, kalandır." Bugün gözlerinize kalan bu koca
meydanı tabeladaki bilgilerle bir araya getirip şehrin bin yıllar öncesine
tarihlenen sokaklarında da yürümek imkânsız olmuyor böylece... Teos antik kent
olarak kalsa da bu şanslı topraklar son yıllarda sakin yaşamı temsil eden
cittaslow'lukla taçlandırılan Seferihisar'ın altı mahallesinden biri olan
Sığacık'a hayat veriyor. Sığacık'ta XVI. yüzyılda inşa edilen kale, iç ve dış
kale olarak anılan, günümüze dek gelmiş burçlarıyla merkezi oluşturuyor. Adı da
Osmanlı döneminden, yani bu yüzyıldan kalma Sığla (Sığala)... Yerli izler için
ilk önce merkezde yer alan temsili kale girişinden içeri giriyorsunuz. Kaleiçi’nden
geçerken birden Nermin Teyze'nin bahçesinde bulabiliyorsunuz kendinizi.
Buz gibi naneli
limonatayla biraz soluklanmanız için kenardaki tabureyi önünüze koyması birkaç
dakika sürüyor. Hafta sonları İzmir'in her semtinden başlayan akınlara herkes
hazır. Sığacık sakinleri paylaşmaya değer ne varsa kapılarının önünde yaz kış
demeden duran mütevazı masalarda Ege sanatını konuşturuyor. Otlar,
zeytinyağları, zeytinler, rengârenk kapaklı reçeller, sabunlar, ateş
yolculuğuna Ege'de başlayan nazar boncukları, el emeği göz nuru örtüler ve
nicesi işte bu masalarda... Kalenin surlarından ayakta kalan kısımların
yarattığı his, tarihle el ele olmak... Bu dokuya sözünü ettiğimiz sıcacık ev
sahipliği de eklenince Sığacık, benzerlerinden ayrılıyor. Kalenin surlarından
geçerek deniz kıyısına doğru uzandığınızda bu kez modern bir sürpriz çıkıyor
karşınıza, şık dükkânların, balık restoranlarının yer aldığı ve 'Üç bin yıl
sonra yeniden Teos' sloganıyla yola çıkarak 2010'da faaliyete geçen Teos
Marina. Birçok tekneye ve yatlara ev sahipliği yapan limanın çevre düzenlemesi
de yeni. Sağlık ve spa merkezleri, tekneler için teknik malzemelerin yer aldığı
dükkânlar, hediyelik eşya mağazaları marinanın diğer kısmını meydana getiriyor.
Tekneyle değil de yalnızca yüzmeyle işi olanlar içinse ayrı bir cennet Sığacık.
Marinadan yukarı doğru çıktığınızda koy keşiflerine hazır olun. Buz gibi suyla
kendinize geleceğiniz birçok koy, işletmeciler tarafından düzenlenmiş halde
sizi bekliyor. İzmir'in en temiz koylarından Ekmeksiz Plajı'nda mavinin tüm
tonlarını görmeniz mümkün. Büyük Akkum plajındaki Teos rüzgâr sörfü merkezi ise
sörf meraklıları için rüzgârın kıyıya sokulduğu yerde bulunuyor. Merkez yelken,
dalış ve su sporlarına dair birçok aktiviteye de imkân sağlıyor.
Sığacık'ta
konaklamak isteyenler için birkaç pansiyon ve butik otel Sığacık'ın meşhur
meyve ağaçları arasında konukları bekliyor. "Aşkın ve şarabın neşeli
yaratıcısı" olarak anılan Anakreon kentinde üzüm ve mandalina (İzmir'de
mandalin denir) bu coğrafyanın en önemli iki meyvesi... Balıkçıların elleriyle
restoranlara getirdiği çipuralar, mercanlar, barbunlar, kupesler pişerken siz Kaleiçi’ndeki
odun fırınında yapılan ekmeğinizi Sığacık'a gelirken gördüğünüz zeytin
ağaçlarının altın değerindeki meyveleri olan zeytinlerden sızan yağa bandırıyor
olursunuz. Kulağınıza çalınan Ege ezgilerine rengârenk sandallı kızdan ve ona
renkli bir top atan Eros’ tan söz eden aşk şiirleri eşlik ederken dönüp bir kez
daha bakıyorsunuz bu tatlı coğrafyaya. Şairlerin ana yurdu olan ve onlardan
vergi bile almayan Dionysos'un kenti sımsıkı tuttuğu tarihiyle, zeytininin
bereketiyle, üzümünün sabrıyla sizi selamlıyor.
EZGİ SIRTI
(Sabah Gazetesi 16 Temmuz 2014)
Yorumlar
Yorum Gönder